1 MAYIS DEĞERLENDİRMEMİZ
1 Mayıs bütün dünyada ve özellikle bizim coğrafyamızda
krizin derinden yaşandığı ancak yeterince açığa çıkarılamadığı, teşhir
edilemediği, muhataplarının harekete geçirilemediği bir ortamda gerçekleşti.
Kendi özelimizdeki iş kollarından yola çıkarak miting sonrası mitinge katılan arkadaşlarımızın bir kısmıyla değerlendirmemizi yapmaya çalıştık sonuçları aşağıda paylaşıyoruz.
Kendi özelimizdeki iş kollarından yola çıkarak miting sonrası mitinge katılan arkadaşlarımızın bir kısmıyla değerlendirmemizi yapmaya çalıştık sonuçları aşağıda paylaşıyoruz.
1 Mayıs bütün
yıl boyunca ektiklerimizin, harcadığımız emeğin sonucunu görebileceğimiz bir
gün olarak değerlendirilmelidir. Yaşanan iklim, harcadığımız emek miktarı,
toprağın durumu, yağış miktarı ürün için ne kadar önemliyse sınıf
devrimcilerinin ulaşmak istedikleri sonuçlar açısından yürüttükleri faaliyet o
derece önemlidir. Planlı, inatçı, samimi bir çaba yürütenler er yada geç mutlaka
sonuçlarını alacaktır. Sınıf mücadelesi geçmiş deneylerin ışığında
yaşananlardan geleceğe dönük sonuçlar çıkararak yol almamız gereken meşakkatli
bir yoldur.
Dünyanın içinden geçtiği gericilik döneminde, yaşadığımız coğrafya da fazlasıyla payına düşeni almaktadır. Dünyada yaşanan ekonomik kriz, TC Kapitalizminin kendine özgü yapısal, bölgesel sorunları, Kürt sorunun çözümüne ilişkin ortaya çıkan gelişmeler, Burjuva klikler arasında yaşanan gerilim dönemin temel karakteristiğini belirleyen faktörlerdir.
Dünya ölçeğinde yaşanan krizin işçi sınıfına yönelik sonuçlarına baktığımızda;
Her gün artan kronik işsizlik oranları, işçilerin kötüleşen çalışma
ve yaşama koşulları, bütün toplumda giderek artan gelecek kaygısı, elde avuçta var olanın
günden güne erimesiyle ortaya çıkan toplumsal yoksullaşma, kredi kartları aracılığyla gelecekteki emek gücünün satılması sonucu ortaya çıkan bağımlılık, işçi sınıfının moral
yapısını deformasyona uğratıyor, savaşım gücünü zayıflatan bir duruma yol açıyor .
Kriz koşulları, sınıf güçlerinin konumlanışına, gücüne, eylem kapasitesine, örgütlülük düzeyine göre farklı sonuçlara yol açabilecek bir özelliği içinde barındırıyor.
Baskı ve sömürünün, iş cinayetlerinde ölümlerin, her gün daha fazla artması otomatik olarak
işçilerin isyana yönelmesinin yolunu açmaya yetmiyor. Onlara yol gösterecek birlikte
mücadeleyi örecek bir örgütlülük olmadan (tam tersine) bu koşullarda işçi sınıfı
içine kapanıyor, maddi dünyanın dışında çözüm arayışlarına daha açık hale
geliyor. Muhafazakârlık, dinsel düşüncenin yaygınlaşması, patronların kötülüğünü tüm yaptıklarını öbür dünyaya
havale etme, kendini güçsüz olarak görmenin, önemsiz, değersiz hissetmenin sonucu olarak geriye kaçış ortaya çıkıyor.
İşçiler kötü de olsa mevcut işlerini kaybetmek istemiyorlar.
Bu gün bu riski göze alacak, bir mücadeleye girişebilecek durumda değiller.
Bu gün bu riski göze alacak, bir mücadeleye girişebilecek durumda değiller.
Kendilerini güvende duyabilecekleri, haklarını arayabilecekleri
bir örgütlülükten yoksun olduklarından seslerini çıkaramıyorlar. İşçiler yaşadıkları bu durumdan rahatsız ve öfkeli ancak bu rahatsızlıklarını haykırabilecek uzun
soluklu bir mücadeleyi yürütebilecek gücü kendilerinde bulamıyorlar.
İşçiler, patronların, devletin bütün araçlarıyla geliştirdiği yoğun bir tehdit ve saldırı altındalar, bu yıpratıcı basınç işçi sınıfının
kimyasını bozuyor. Dışa dönemeyen muhatabına (sermayeye) yönelemeyen öfke
sınıfı çürütüyor. Cemaatler sanayi sitelerinde uzun süredir sessiz ancak etkili bir örgütlenme kurmuş durumdalar.
Çok yönlü bir kuşatma işçi sınıfının elini kolunu bağlıyor, isyan duygusunu boğuyor.
Çok yönlü bir kuşatma işçi sınıfının elini kolunu bağlıyor, isyan duygusunu boğuyor.
İşçilerin büyük bölümü alkol, uyuşturucu ve şans oyunlarının kuşatması altında .
Uyuşturucu tüketimi içkiden daha uucuza geldiği için her geçen gün daha fazla artıyor. Ekonomik durumuna göre neredeyse bütün işçiler ucuz şarap, Esrar ya da Hap içiyorlar.
Sanayi sitelerinde çalışan işçilerin yaşam düzenleri
bozulmuş durumda. Birçoğu evini geçindirecek parayı kazanmakta zorlanıyor, kiralarını
ödeyemedikleri için, eşleri çocuklarını alıp annelerinin evine geri dönmek zorunda kalıyor. Belli bir süre sonra boşanarak perişan duruma düşüyor. Bütün aile bireyleri özellikle çocuklar büyük bir travma yaşıyor. Birçok
işçi ailelerin dağılmasıuyla çocuklarından, eşinden uzak atölye
köşelerinde sağlıksız koşullarda barınmak zorunda kalıyor. Sağlıklı beslenemiyor,eline geçirdiğ üç kuruşu da kendini uyuşturmak gerçeklerden için tüketiyor.
Bu olumsuz koşullardan dolayı ortaya çıkan sağlık sorunlarını çözebilecek olanaklardan yoksun olduğu için kalıcı sağlık sorunları yaşıyor. Sağlıklı beslenemeyen, uzun saatler, zor koşullarda çeşitli kimyasalların (solvent,benzol vb.) kullanıldığı ortamlarda, düşük ücretle çalışan, sevdiklerinden ayrı bu insanlar sadece fiziki değil ruhsal sarsıntılar da yaşıyor. Trajik durumlar ortaya çıkıyor,işsizlik şiddeti besliyor cinayetlere varan durumlar yaşanıyor.Bu dağılmış ailelerin çocukları da çok ciddi sorunlar yaşıyor sağlıksız bireyler olarak hayata yenik, yaralı, umutsuz başlıyorlar.
Bu olumsuz koşullardan dolayı ortaya çıkan sağlık sorunlarını çözebilecek olanaklardan yoksun olduğu için kalıcı sağlık sorunları yaşıyor. Sağlıklı beslenemeyen, uzun saatler, zor koşullarda çeşitli kimyasalların (solvent,benzol vb.) kullanıldığı ortamlarda, düşük ücretle çalışan, sevdiklerinden ayrı bu insanlar sadece fiziki değil ruhsal sarsıntılar da yaşıyor. Trajik durumlar ortaya çıkıyor,işsizlik şiddeti besliyor cinayetlere varan durumlar yaşanıyor.Bu dağılmış ailelerin çocukları da çok ciddi sorunlar yaşıyor sağlıksız bireyler olarak hayata yenik, yaralı, umutsuz başlıyorlar.
İşçi cehennemlerinde sömürü düzeyinin ürettiği acılara karşı
dayanmak, bu acılardan kaçmak, unutmaya çalışmak için alkole, uyuşturucuya sığınmak
zorunda kalıyorlar bu durum bir gerçeklik olarak süreklilik kazanıyor öfke çoğu zaman içe dönüyor.
Bu ruhsal sorunların sonucu olarak bu sıkışık durumun gerçek
sorumlusunu ve çözümünü görmekte zorlanan, yalnızlık duygusu içinde ruhsal
tahribata uğramış işçiler örgütlü mücadelenin mümkün olduğuna olan inancını yitiriyor. Birlikte bir şey yapmaya olan inancın zayıflığı sınıf kinliğini aşındırıyor
Kapitalizmin krizi, patronların aşırı kar hırsı sadece
ekonomik sonuçlarla bizi etkilemiyor.
Birçok açıdan hayatlarımızı tahrip ediyor yıkıma uğratıyor.
Yaşamlarımızı karartan, mutsuz eden bu sistem hiç kimse için
kabul edilebilir değildir.
İşçilerin gözlerini ışıltısıyla kör eden bu yalan perdesini
parçalayıp, sömürü düzenini gerçek aktörlerini, işçi sınıfının en öfkeli
kesimlerinin gözlerinin önüne serer, kendi güçlerinin farkına varmalarını sağlayabilirsek, ellerimizi onlara uzatıp güven
aşılayabilirsek, kendi gelecekleri için bir umut ışığı yakmış olacağız.
İşçi sınıfının tarihsel olarak ilerici devrimci niteliğini
onlara hatırlatmak ve sınıf kimliği kazandırmak ve bir sınıf olarak sermayeye
karşı savaşıma yönlendirmek krizden devrimci bir çıkışın tek yoludur.
SANAYİ SİTELERİNDE İŞÇİ
KARDEŞLERİMİZ BİZİ BEKLİYOR!
İşçi sınıfının, sınıf kimliğinden uzak, yalnızlaştırılmış,
sigortasız, güvencesiz, sağlıksız koşullarda düşük ücretle kölece çalıştırılan
en öfkeli kesimi yol gösterecek elini uzatacak dostlarını bekliyor.
Kolayı seçip sınıftan uzak durarak kendimizi
kandırmayacağız. Öncelikle onların bizi görebileceği, sorunların iletebileceği,
ellerini uzattıklarında tutabilecekleri yakınlıkta olacağız. Acılarını acımız,
dertlerini derdimiz sayacağımız bir dostluk dayanışma ağı kuracağız.
Dayanışma sandıkları, iş bulma komiteleri kuracağız tek
yürek olacağız.
Kimseyi diğerinden ayırmayacağız sınıf kardeşliğini hep
birlikte inşa edeceğiz.
Daha ucuza çalıştığı için kimseyi suçlayıp düşman
olmayacağız, hepimizin daha iyi koşullarda çalışacağı ortamı sağlayacak
mücadelede onları bizimle davranacak konuma getireceğiz. Hiçbir işçi diğerinin
düşmanı olamaz, yanlış yapanları dostça uyarmak onlara doğru yolu göstermek onları
kazanmak zorundayız.
IŞIKKENTTE AYAKKABI İŞÇİLERİ
NEDEN ÇAĞRIMIZA OLUMLU YANIT VERİP ALANLARA ÇIKMADI?
Bizler bu güne kadar hakkını vererek bir çalışma yapamadığımız
için sınıf kimliği kazanamamış işçi kardeşlerimiz akılları, yürekleri bizimle
olsa da çağrımıza uyup saflarımıza katılmadılar.
Ancak bu bizi yılgınlığa sürüklemez, aksine çabalarımızın
eksikliğini gösterir. Geçen yıl aramızda olan işçi arkadaşlarımızın da bir
kısmı bu yıl kortejimizde yer almadı bunun nedenlerini araştırmalı onlarla
konuşmalıyız. Sorumluluk duymayanların sorumluluğu bizim üzerimizdedir. Bu yıl
için öne çıkması gereken özeleştiri noktalarını 1 mayısa katılan
arkadaşlarımızla birlikte tespit ettik.
-
Bizler dernek çalışanları olarak uzun süredir düzenli
bir çalışma yürütemedik.
-
Arkadaşlarımızla sürekli ilişki için, bir
çalışma yürütmedik.
-
1 Mayıs çalışmasını son birkaç haftaya sığdırmaya
çalıştık, bir komite oluşturamadık. Planlı görev dağılımı yapamadık.
-
Ekonomik sıkıntıyı aşamadık.
-
Son günlere sıkışan gelişigüzel bir çalışma yaptık.
-
Çalışmanın muhatabı ortaya çıkmayınca birkaç arkadaşın
çabasıyla çok eksik bir plansız bir çalışma yürütüldü.
-
Deneyimlerimizden ders çıkarmadığımızı, plansız bir
çabayla bir şey olmayacağını gördük.
-
1 Mayıs çalışmasının bütün yıla yayılan bir alt yapıya
ihtiyacı olduğunu anladık.
-
Sınıf içinde çalışmanın sabırlı, sürekli, planlı bir
çalışmayla mümkün olacağına olan inancımız güçlendi.
-
Sınıfın sorunları başlığıyla yapılan forumların
sürdürülmesinin yararlı olduğuna daha geniş katılımla sistemli biçimde
yapılmasına karar verdik
Genel anlamda İzmir 1
Mayısını değerlendirecek olursak.
Bu yıl genel anlamda 1 Mayıs’a katılım geçen yıllara oranla
daha azdı, heyecan ve coşkuda oldukça düşüktü. Bu durumun İzmir’e özgü şoven
bir etkinin baskın olmasından kaynaklanan bir yanı olduğu kadar, devrimcilerin
sosyalistlerin 1 Mayıs’a ilişkin yaklaşımlarından kaynaklanan bir yanı olduğu da görmek gerekir..
Her yıl 1 Mayıs’ın tarihsel anlamını dikkate almadan,
sendikal bürokrasinin küçük burjuva popülizmiyle içini boşalttığı, sınıf
kimliğine, 1 Mayıs’ın tarihselliğine vurgunun bilerek yok sayıldığı, içeriğiyle
devletin resmi törenine dönüştürülen eğlence karnaval günü anlamı yüklenmeye
çalışılan bir gün olarak yaşandığında ortaklaşıldı.
Belediye başkanlarının, işbirlikçi Sendika yönetimlerinin de
katkısıyla istiklal marşı eşliğinde boy gösterdiği şov alanına dönüştürülen 1
Mayıs marşının, Enternasyonal'in neredeyse hiç çalınmadığı sendika arabalarından yüksek sesle CHP’nin
seçim de kullandığı 70’li yılların şarkılarıyla deformasyona uğratılan
anlamından koparılmış profesyonel planlı bir ihanet günüydü.Devrimciler bu planı bu yılda bozacak iradeden yoksundular.
Alana giriş noktalarına yerleştirilen demir bariyerlerle,
herkesin koyun sürüsü gibi teker teker alana sokulmasına itiraz edip
bariyerleri onaylayan 1 Mayıs tertip komitesinin başına yıkacak devrimci bir tavır geliştiremedik..
Kısaca bilinçli bir irade oluşturamadığımız, sesimizin
kısıldığı, günün anlamına uymayan gevşek melodilerin, şarkıların yüksek sesle çalınarak herkesin
alandan kaçırıldığı, genç kuşaklara 1 Mayısın ruhuna uymayan bir kültürün taşındığı uzun yıllardan bu güne taşınan tasfiye dalgasının sonucu devrimci sınıf hareketinin etkisinin hissedilmediği bir gündü.
1 Mayıs’ toplanma yerinden alana kadar yürünen güzergâhtan
ibaret değildir.
İşçilerin olduğu her yer bütün işçi havzaları, Sanayi siteleri 1 Mayıs’ın anlamına uygun olarak kutlanacağı alanlardır. Gelecek yıllarda işçilerin sınıf kimliğiyle 1 Mayıs'ın ruhuna uygun kutlamak için çabalarımızı bütün bir yıla yayılmış olarak sürdürmeliyiz.
Sendika bürokrasisi ve CHP zihniyetinin kuşattığı işçilerin ve devrimcilerin sesinin kısıldığı alanın içine girmeden, 1 Mayıs’ın tarihsel anlamını sınıf
kimliğinin öne çıktığı bir organizasyonu gerçekleştirmeyi hedeflememiz
gerekiyor.
Kendi dışımızdaki kurumlarla daha geniş bir işbirliği ve
ortaklığı örmek sınıf tavrının sesini daha güçlü haykırmak için daha güçlü yürümenin olanaklarını zorlamayı önümüze görev olarak koymak ve bu burjuva ideolojisinin kuşatmasını kırmak hedefimiz olmalı.
Daha iyi bir çalışmanın yapılması bizim bilinçli irademize bağlıdır. Ortak tespitlerimiz ışığında daha kapsayıcı, yeni işçileri katabileceğimiz bir çalışma gelecek yılın 1 Mayısına katacağımız rengi belirleyecektir.
Gelecek 1 Mayıs'ları sınıfın sesinin duyulduğu, taleplerinin haykırıldığı, ruhuna uygun bir şekilde kutlamak için işçi sınıfının bilinçli öncüleri iş başına. İşçi sınıfı devrimci dostlarını bekliyor.
Gelecek 1 Mayıs'ları sınıfın sesinin duyulduğu, taleplerinin haykırıldığı, ruhuna uygun bir şekilde kutlamak için işçi sınıfının bilinçli öncüleri iş başına. İşçi sınıfı devrimci dostlarını bekliyor.