Esasen
İmparatorluktaki Yahudilerin çoğunluğu hiç de sanıldığı gibi zengin değildi.
Bilakis tekstil sektöründeki işçilerin çoğu fakir kadınlardı. İthal ürünleri
pazarlayan Yahudilerin çoğu bunu taşradan takas usulü ve cüzi kârlarla
gerçekleştiren küçük esnaftı. Safed, Kudüs ve Hebron gibi Filistin
kentlerindeki Yahudiler ise İmparatorluğun diğer yerlerinden gönderilen
ianelerle (haluka) geçimlerini sürdürecek kadar fakirdiler.
Yahudilerin
maddi ve manevi kalkınmasını amaç edinen Evrensel Yahudi İttifakı (Alliance
Israelite Universelle) adlı 1860’ta Paris’te kurulan örgüt sayesinde Akdeniz
Havzası’nda tarım okulları ve çıraklık kuruluşları alanında yapılan
çalışmalarda birçok meslek dalında eğitimli Türk Yahudi’si yetişti. Bu meslekler arasında; terzilik,
tenekecilik, şekercilik, ayakkabıcılık,
saatçilik, berberlik, sandıkçılık, halıcılık, badanacılık, fotoğrafçılık,
tipografyacılık, fıçıcılık, vb bulunmaktaydı.
Ayrıca AIU
kökenli olmayan meslekler de vardı. Örneğin özellikle o yıllarda Edirne’de en
yaygın iş kolu olan Türk usulü terzilik, sobacılık, çilingircilik, camcılık,
fırıncık, duvarcılık, kumaş boyacılığı, sigara kâğıdı imalatçılığı, ibrikçilik,
bıçakçılık, şeritçilik, kalaycılık, mermercilik, cilacılık, hırdavatçılık,
tütün imalatçılığı gibi az meslek dalında da Yahudiler faaliyet göstermekteydi.
Ancak AIU okullarından mezun olanların yaklaşık üçte birinden fazlası kötü bir
ekonomik düzeye sahiptiler ve zanaatkârlığın dışında daha çabuk fırsat sağlama
olasılığı olan ticarete yönelmişlerdi. Ne var ki ekonomik gücü belirgin olan
İzmir’de dahi 5000 Yahudi aile reisinin sadece onda biri dükkân ya da kendi el
işini yürütebileceği bir mekâna sahipti.
Diğer basit
meslekler arasında ‘staniadores’adı verilen kişilerin yaptığı mutfak ve tencere
kapları parlatmacılığı, suculuk ve Balat ile Hasköy arasında insanları bir kıyıdan diğerine taşımayı gerçekleştiren
kayıkçılık, yorgancılık gibi işler de vardı. Bu gibi mesleklerden olanlara ‘alt
tabaka’ gözüyle bakılmıştı ve bu meslekler zamanla ortadan kayboldu. Keza
bugünkü itfaiyeciliğin yerini tutan ve Yahudilerin de rağbet ettiği
tulumbacılık doğal olarak tarihe karıştı. Cüzzi sayıda Yahudi gayrimenkul
değerler alım satımı(borsa) ile ilgilenmiş
fakat Osmanlı Bankası’nın moratoryuma girmesi ile birçok sarraf
ve mübayacı iflas etmiştir.
Birinci Dünya
Savaşı döneminde Osmanlı topraklarının çoğu İstanbul’da olan dokuma sektöründe
yer alan elbise, çamaşır, kravat, gömlek, şapka ve şemsiye yapımında Yahudi
kuruluşları da mevcuttu(Anjel, Sigala,Yeşula…gibi).Mesela Yeşula gömlek ve
kravatta ünlüydü. Ayrıca pijama işi de yapıyordu. İzmir’de
Moiz ve Avram
Antibi kardeşlerin fanila fabrikası 1879’un dokuz büyük firmasından birisiydi.
Moiz Robeno ise İstanbul Fincancılar’da perdecilik konusunda bir liderlik
sağlamıştı. Halen çoğu kişinin hafızasında olan Lazzaro Franco adlı ünlü
mefruşat mağazası 1860’da kurulmuştu.
Yahudiler,
Avrupalılarla temas konusunda başta gelen aracılardı. Mali meselelerin
çözümünde de ilk akla gelen kişilerdi. Yahudiler gümrük işlerinde de ustaydı.
Yabancı tüccar ve kaptanlar gümrük işlerini halletmek için Yahudilerden
yararlanıyorlardı. Venedikliler ve Osmanlılar arasında barışta veya gerginlik
durumunda Yahudiler aracılık yapıyorlardı.