ANADOLU’DA KUNDURACILIK
անատոլիայում կոշկակարություն
Anatoliayum koshkakarut’yun
Mezire’de kunduracılık öğrenen Ermeni yetimler (Kaynak; Ernst Lohmann, Skizzen und Bilder aus dem Orient, Frankfurt, 1899).
Kunduracılar ayakkabı yüzeyini
kırmızı ya da siyah olan keçi veya koyun derisinden hazırlarlardı. Ayakkabı
tabanı içinse daha büyük hayvanların nispeten katı ve dayanıklı derileri
kullanılırdı. Yerel üretim bir kaç ayakkabı çeşidi mevcut:
Vodits (yerel ağızla odits)
yahut postal.- Bunlar, topuktan dize yükselen kısmı uzun ve kuyruk
şeklinde olan, çok basit ve alçak ayakkabılar. Vodits’i giyinmek
için bu kuyruktan tutup yukarı çekerler. Genelde erkekler giyinir.
Çizme.- Dizin yarısına kadar olan kış
ayakkabısı. Özellikle gençler kullanır, yetişkinler ise yolculuk sırasında
giyinirler. Çizmeler genelde kırmızı veya siyahtır.
Kundura.- Potin de denir. Muhtemelen Fransızca bottine kelimesinin bozulmuş hali. Çok daha narin ve üzerinde çalışılmış bir ayakkabı türü ve Avrupa ayakkabısı olarak da anılırdı. Ancak XIX. yy. ikinci yarısında Harput’ta bu tip ayakkabıların üretimi başlamıştır. Çizmeciyan’a göre, ilk kez Gurzi adlı bir Rum 1850’lerde bu zanaatı Yunanistan’dan Mezire’ye getirmiştir. Yörede açtığı atölyede Harputlu Hovagim Paricanyan çırak olarak çalışmaya başlar. Paricanyan kunduracılık sanatını öğrenip oğlu Sımpat’la Harput’ta bir atölye tesis eder. 1895’te Sımpat ABD’ye göç eder. Bir süre burada kaldıktan sonra Harput’a döner. Beraberinde Amerikan tarzda yeni ayakkabı kalıpları, numuneleri, değişik aletler de getirir. Böylece kundura imalatına yeni bir ivme kazandırır.
Başlarda kundura giyinenler daha çok
Türk ve Kürt bey ve ağalarının eşleri ve kızlar idi. Sonraları orta sınıf
Ermeni ailelerin gelinleri ve Ermeni kadınlar da kundura giyinmeye başladılar.
1890’lara gelindiğinde ise bu çeşit ayakkabıları öğretmenlerin, yüksek eğitim
almış erkeklerin, ABD’den dönen gurbetçilerin ayaklarında görmek olağanlaşır.
Kısaca, kundura giyinmek artık sosyal bir tabakaya ait olmanın bir sembolüne
dönüşmüştür.
Yöre marangozları gerçi benzer
kalıplar yapmaya başlamışlardı, fakat kunduracıların ayakkabı imal etmek için
ihtiyaç duydukları ahşap kalıplar başka şehirlerden Harput ovasına
getiriliyordu. Kundura özellikle kadınlar arasında yaygındı. Kürt kadınlar
kunduralarının üzerinde değişik nakışların olmasını tercih ederlerdi. Erkekler
ve kadınlar için giderek en sevilen ayakkabı çeşidi oldu kunduraydı. Bu çeşit
aynı zamanda Harput ovasında imal edilen en pahalı ayakkabıydı. Parçanc (bugün
Akçakiraz) köyünde 20. yy. başında bir çift kunduranın fiyatı 25-30 kuruştu,
küçüklerin kundurası ise 7-8 kuruş. Potin-kaloş adı verilen
farklı bir kundura çeşidi daha imal edilmeye başlanmıştı. Muhtemelen
Fransızca bottine ve galoche kelimelerinin
bozulmuş bir haliydi. Bunun özelliği isminden de anlaşıldığı üzre kaloş
olması idi, yani kışın onu kullanan biri eve girdiğinde ayakkabısının
üzerindeki kısmı, muhtemelen dize doğru uzanan kısmı çıkarabilir ve sadece
ayakkabıları ile durabilirdi.
İstanbul’da yayımlanan Osmanlı “Şebal” dergisinde bir İngiliz ayakkabısı reklamı.
Harput’daki
ünlü ustalar arasında Krikor Soğigyan, Sımpad Pariçanyan, Hacı Haçer Derderyan,
Mardiros Taşçıyan, Hovhannes Pambukcuyan ve kardeşleri, A. Altıbarmakyan, Asdur
Lüleciyan, A. Nalbandyan, Mardiros Bağdigyan, Horen Darakcıyan, Hagop Taşçıyan,
Melkon Rıstigyan, Aşçıyan biraderler, Hagop Canikyan, Hayacan Srabyan, Sarkis
Nurikyan vardı. Hüseynik’te de Pilibbos Deroyan ünlü bir kundura ustasıydı.
Çarık (dıreh).- Bu ayakkabı çeşidi ayakkabıcılık
mesleğinde en sıradanı olarak görülür. Kalın bir deriden oluşur, çevresinde
kalın bir ipin geçirildiği delikler açılmıştır, çarığı ayağa göre ayarlamak
için. Daha çok tarım ve benzer bir işle uğraşıldığı zaman kullanışlı olabilir.
Harput’da daha çok kadınların evlerde
kullandıkları pabuç yapanlar da vardı.
Harput ovası, ayakkabıcı çırakları ustaları ile (Kaynak; Ernst Lohmann, Skizzen und Bilder aus dem Orient, Frankfurt, 1899)
Harput’un bazı köyleri de, özellikle
Parçanc, İçmen, Hüseynik, ayakkabıcılık zanaatında ünlü merkezlerdir. Parçanc
ayakkabıcılarından Srabların Garo ve evladları Ovan ve Arut, Misakların Misakı
ve evladı Haço, Marta Koko, Kamhazar Mıgırdiç, Misakların Mano ve evladları
Boğos, Arut ve Asadur, Çızı Koko, Ovaneslerin Kasbar ve Sahag (kardeşler) ,
Kejoların Mılkon, Cimcim Kasbar ve Sahag (kardeşler), Parsehlerin Deçan ve
Krikor (kardeşler) anılabilir. Hacı Aharonların Manuk ve Mikael Gülhasyanlar
Hüseynik’in ayakkabıcıları olarak anılmaktalar. İkisi de köyde çalıştıktan
sonra, Mezire’ye yerleşir ve burada devam ettirirler zanaatlarını. Hüseynik
ayakkabıcılarından Boğikyanları, Krikoryanları ve Bedros Acutyan’ı da
hatırlamakta fayda var [2].
Harput ovasındaki ayakkabıcılar tarafından imal edilen ayakkabılar. Soldan sağa; kundura, vodits (odits, postal), çarık (Kaynak; Manug B. Dzeron, a.g.e.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder